Milano – Portofino Gezi Rehberi
Tatilimiz Pegasus Havayolları ile İstanbul – Milano uçak seferiyle başladı. 2,5 saat süren rahat bir yolculuktan sonra Milano’ya 1 saat uzaklıktaki Bergoma şehri yakınındaki Orio al Serio Hava Alanı‘na öğlen saatlerinde indik. Bavulumuzu aldıktan sonra kiralama ofisine gittik.
Araç Kiralama ilgili not;
Rentalcars.com‘dan kiraladığımız aracı alanda ofisi bulunan Maggiore adlı şirketten teslim aldık. Araç teslim işlemleri 15 dakika sürüyor. GPS’e ekstra 50 euro fark ödemiştim. Şayet navigasyon yüklü telefonunuz varsa GPS’e hiç gerek yok. Çünkü verilen alette sadece İtalya haritası yüklü. Fransa’ya veya başka ülkeye gidecekseniz GPS almayın. iPhone Harita uygulamasıyla hedefleri çok kolay bulduk.
Keyifli yolculuğumuz başladı. Milano Bergoma – Portofino arası 233 km ve yaklaşık 2 saat 45 dakika sürüyor. Yeşil’in her tonunu görebiliyoruz. Yollar bir harika, bize sadece iPhone’dan müziği ayarlamak kalıyor. Genova – Portofino arasında viraj sayısı artıyor. Hız sınırına uyduğunuz sürece yolun güzelliği dışında dikkat etmeniz gereken birşey yok gibi..
Meşhur olmuş yer Portofino ancak birbirlerine sadece 5 dakika mesafede olan Santa Margherita ve Rapallo‘ya gezmeyi unutmayın! Portofino’ya geçmeden önce Rapallo’daki otelimiz Hotel Riviera‘ya geçtik. 4 kişi olduğumuz için heralde otelin tek teraslı odasını bize verdiler. 200 metre teraslı odamızdaki gece denize karşı keyfi anlatmaya girmiyorum 🙂 Şu kopyayı verebilirim; oda no 57, pişman olmazsınız.
1 saatlik otel molamızdan sonra Portofino’ya doğru hareket ettik. Yolun güzelliğini daha sonra ekleyebilirsem videodan göstermek istiyorum. Kimilerine göre ‘ne var s.k kadar yer’ olabilir ancak görmeden yorum yapılmayacak kadar görselliği ve peyzajıyla inanılmaz doyurucu bir yer.
İtalya’nın birçok şehrinde dondurma yedim ama Calata 32 Gelateria’daki kadarını yemedim! Özellike ‘Fragola’ yerken kendimden geçtim 🙂 Güneş batmaya başlıyor yavaş yavaş şarap vakti geliyor.. tabi biz de bu klişe olaya uyduk ve sahile girişteki yerlerden birine oturduk. Şarap tercihini garsona bıraktık. Adam biraz aksiydi ama şarap iyiydi. O ortamda içilen şarapla huzurun ve dinginliğin usul usul kafamıza geldiğini hissettim.
Akşam yemeği için Santa Margherita’ya doğru deniz sağımızda, dar yollardan kafamız güzel, fonda ‘I found my love in Portofino‘ çalarak devam ettik. Restoran konusunda bir tavsiye yoktu, şansa Ristorante il Gamberro diye bir restoranda zor da olsa yer bulduk. Cumartesi akşamı olduğu için epey kalabalıktı hatta sahilde ücretsiz olarak 500-600 kişinin seyrettiği bir caz konseri vardı. Santa Margherita, Portofino kadar ünlü olmayan, gençlerin sahilde eğlendikleri, 70 yaŞındaki nine-dedenin el ele gezdiği, ufak ve orijinal ürünlerin satıldığı dükkanları olan kasaba olarak tabir edebileceğimiz bir yer.
Gece geç yatmamıza rağmen gün kaybetmeyelim diye sabah 8’de ayaktayız. Kendimize gelelim diye kuzu gibi görünen denize gidelim diyoruz. Hava mis gibi, gençlik daha erkenci, spora başlamışlar. Sahilin soluna doğru denize girmek için uygun yer arıyoruz. Resepsiyondaki görevlinin önerisiyle 10 dakika yürüdükten sonra Rapallo Kalesinin hemen yanından denize girmeye niyetleniyoruz. Hava sabah erken olmasından biraz serin, üşür müyüz diyoruz ama bu deniz kaçmaz diye bir anda denizdeyiz 🙂 Denizin güzelliği hakikaten anlatılmaz. Denizde çok kalmayı sevmeyen ben bile yarım saat yüzdüm.
Rapallo Kalesi;
16. yüzyılda Osmanlı Donanmasının Rapallo’ya seferi olmuş. Rapallo Kalesi’de bölgeyi korumak amaçlı 1608 yılında yapılmış.
Otelde kahvaltımızı yaptıktan sonra Portofino – Santa Margherita – Rapallo maceramızı sonlandırıp Nice’e doğru hareket ediyoruz. Bu bölgeyi detaylı gezmek isteyenler için mutlaka motor kiralayıp gezin. Bölgenin tepelerinde yerel mutfağı olan restoranlar ve yemyeşil bir doğa varmış. Sıkışık bir programımız olduğu için bir daha ki sefere…
Tatilimiz hep bu kafada geçti 🙂