Eskiye dönüp baktığında İstanbul ile yazılmış güzel hikayeler, dokunaklı şiirler, unutulmaz anılar vardır. Son 30 yıl Türk edebiyatına, sanata, kültüre baktığımız zaman çıkan insanların çok az ve onların da bir noktaya hapsedildiğini görürüz.
Oysa ki dünyanın en eski şehirlerinden biri olan İstanbul’un, Roma ve Osmanlı İmparatorluklarına başkentlik yapmış olmasının izleri günümüzde gitgide silinmektedir.
İşte İstanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kederli tramvaylar
ve Galata Köprüsü’nden telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun göz bebeklerimde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte İstanbul
İstanbul dedim de seni hatırladım…
Ümit Yaşar Oğuzcan’ın mısraları eski İstanbul’u, özleyen ve özlenenleri anlatıyor.
Yorgun, kederli ama umut dolu.
Ya şimdi?
Güleryüzün, saygının, sevginin, dostluğun, komikliğin bittiği bir oyundayız.
ve bu oyunun perdesi yavaş yavaş kapanmak üzere..