Avrupa’da 2 gün nereye gidilir diyen denirse Torino’yu öneririm. Şehrin ismi Turin olarak da geçmektedir. Milano, Roma, Floransa gibi şehirlerden sonra gezilmesi akla gelinmez ancak giderseniz asla pişman olmazsınız. Zamanında kendimin de “bu şehirde ne olabilir ki” dediğim, “Torino’ya Şaban Torino’ya” diye dalga geçtiğimiz, çevresi Alp dağları ile çevrili olan, Po nehrinin şehirden geçtiği, muntazam sokaklarıyla İtalyan şehri Torino..
200-300 yıllık taş binalar..sanki cetvelle çizilmiş muntazam sokaklar..trafiğin hiç olmadığı..kendinizi büyük bir film platosunda hissedeceğiniz..1.5 milyon nüfuslu şehirde 130 müzesi bulunan şehir Torino. Avrupa kent düzenlemesi ve mimarisi bu küçük şehirde iyi etüd edilmelidir. Biz heykel, resim haram derken adamların ataları yememiş, içmemiş kent kurmuşlar. Rönesans’ın popülerliğini çok iyi özümsemiş bir kent. Ne fazlası var, ne azı..
Tabi insan bu şehirde bunları görünce bizim atalarımız ne yaptı dememek saflık olur. Kendi büyük otağlarında alkol ve kadın zevkine düşüp, halkını hiç düşünmeyen kişilikler sadece isimde “atalarımız” olarak kalır. Rönesans’ın hiç mi ucundan tutmazsın? Malesef Osmanlı kendi altın çağında dönemin gereklerini kaçırmış bir devlettir ve esas gaflet budur!
Fazla siyasetle bu güzelliği kirletmeyelim ve 2 günde ne yaptım ona bakalım;
The National Cinema Museum ve Mole Antonelliana
Torino Sinema müzesi ve müzenin içinden asansörle 59 saniyede 85 metreye çıkılan Mole Antonelliana kulesi.. Müze ve kuleye çıkışı toplam 14 euro.. Sinema müzesinde çeşitli film tekniklerinden, poster ve kitaplara kadar sinemaya ve filme ait pek çok şey görülebilir. O kadar detay aksesuar ve ilginç sunumlar var ki eski sinema hastaları için görmesi gereken bir müze..
Müzeyi sitesinden incelemek için tıklayınız…
İtalyanlar sanki Mısır’ı boşaltmışlar buraya getirmişler. Mısır medeniyetini millattan önceden başlayarak Roma ve Bizans imparatorluğu dönemine kadar yapılan eserleri görebilirsiniz. Mısır’daki Kahire müzesinden sonra 2.en büyük Mısır medeniyet eserlerinin bulunduğu müzedir. Giriş ücreti 7.5 euro..
Müzeyi sitesinden incelemek için tıklayınız…
Torino’ya gitme sebebim yemek yeme olduğu da doğrudur 🙂
Manzo Restaurant
İyi dana eti, şarap, güzel bir sunum, ahşap ortam.. Etleri ve garnitürü aşağıda seçip, üst kata masalara geçiyorsunuz. İtalyanca biliyorsanız eti seçerken kasapla, şarabı seçerken şarap uzmanıyla muhabbet edebilirsiniz. Tıklayınız…
Adres: Via Gramsci 1 -Torino
M**Bun Burger
Şehirde gezerken Foursquare aramaya yazdığım “gluten free” yemek yeri için bulduğum M**BUN Burger lokal İtalyan hamburgercisi.. Kullandıkları et ürünleri kendi üretimleri.. Çocuklar M**BUN için çok önemli ve sloganları “çocuklar bizim özel misafirlerimizdir”.. onlar için ayrı oyun parkı, özel menüler.. Hamburgerci değil, sanki ailelerin çocuklarıyla eğlendikleri yemek alanı..”gluten free” hamburger ve bira ile harika zaman geçerdim. Tıklayınız…
Adres: Corso Siccardi 8/A (corner via Cernaia)
Locanda Del Pentegallo
Malum İstanbul’da yiyemiyoruz, İtalya’da yamyam gibiyim 🙂 Araştırdım gittim. Harbi İtalyan pizzasını gluten free (glutensiz pizza) yiyebileceğiniz lokal bir pizzacı. Pizza dışında tüm ürünleri glutensiz. Bira da dahil. Tripadvisor’dan da bilgi alabilirsiniz.
Adres: Alessandro Volta 3, Torino
Jazz Club Torino
Çarşamba – Cumartesi arası canlı caz müzik dinleyip dans edebileceğiniz, rezervasyon yapıp yemek de yiyebileceğiniz, bar kısmında kokteyllerin 7 euro olduğu sakinleştirici bir mekan..
Adres: Piazza Valdo Fusi 10123, Torino